Sosyoloji


                                 Komünist Manifesto Kitap Özeti                                           

Komünizm Avrupa’da bir hayalet gibi dolaşıyor. Avrupa’nın tüm eski güçleri, kendilerine muhalif her şeyi ve herkesi komünist olmakla suçluyordu. Buradan iki gerçeklik çıkıyor, birincisi komünizmin artık bir güç olarak kabul ediliyor olması gerçeği, diğer bir gerçeklik ise komünistlerin kendilerini tüm dünyaya anlatmalarının tam zamanı olduğu gerçeğidir. Londra’da toplandılar ve çeşitli dünya dillerinde yayınlanmak üzere bu manifestoyu oluşturdular.

I. Burjuvalar ve Proleterler
Bugüne kadar ki toplum tarihi, bir sınıf mücadeleleri tarihidir. Ezen ile ezilen, sürekli birbiri ile mücadele etmiş ve bir karşıtlık içerisinde bulunmuştur. Bu mücadele ise ya devrimci bir toplumsal dönüşümle ya da toplumsal sınıfların hep birlikte çöküşüyle sonuçlanmıştır.
Tarihin hemen her döneminde toplum sınıflara ayrılmıştır. En sonunda çoğu toplum çökmüştür. Son olarak feodal toplumun çökmesiyle oluşan modern burjuva toplumu, sınıf karşıtlığını ortadan kaldırmamıştır, sadece yeni sınıflar ve yeni ezme koşulları doğurmuştur.
Çağımızın özelliği sınıf karşıtlığını birleştirmiş olmasıdır. Toplum giderek iki büyük sınıfa ayrılmaktadır: Burjuvazi ile Proletarya.

Amerika’nın keşfi, Afrika’nın gemiyle dolaşılması, Doğu Hint ve Çin pazarı sanayiye büyük bir ivme getirdi. Bu gelişme sonrası mani faktör, toplum için yetersiz kaldı ve bu gelişme sanayi devrimini doğurdu. Sanayi devrimi yeni milyonerleri ve sanayi patronlarını yarattı. Bu durum da modern burjuvaziyi doğurdu. Daha sonra dünyada olan gelişmeler, burjuva sermayesini artırdı ve burjuvaziyi geliştirdi.  Basamak basamak gelişen burjuvaziyi, her gelişme basamağında o gelişmeye uyan politik bir ilerleme izliyordu. Tüm bu gelişmelerin sonucunda burjuvazi modern temsili devlette siyasal iktidarı tek başına ele geçirdi. Modern devlet gücü, tüm burjuva sınıfının ortak işlerini yürüten bir komiteden ibarettir. Burjuvazi tüm insani bağ ve ilişkileri bitirmiş, yerine duygusallıktan yoksun duygusuz “nakit ödeme” dışında hiçbir şey bırakmamıştır. Kısacası burjuvazi, dinsel ve siyasal gözbağlarıyla üstü örtülü sömürünün yerine apaçık, utanmaz, dolaysız çıplak sömürüyü getirmiştir.

Burjuvazi mesleklerdeki kutsallık örtüsünü de çekip atmış, her meslekten insanı kendi ücretli emekçisi haline getirmiştir. Ayrıca duygusal ailevi ilişkileri de düz para ilişkisine indirgemiştir. Bunun yanında burjuvazi insan eyleminin neleri başarabileceğini herkese kanıtlamıştır. Piramitlerden, Romanın su kanalarına ve gotik katedrallere kadar birçok harikalar yaratmıştır. Burjuvazi, üretim araçlarından tüm toplumsal ilişkilere kadar sürekli yenilik ve güncelleme yapmadan var olamaz. Çünkü kalıcı ve duran ne varsa buharlaşıyor, kutsal diye ne varsa kutsallıktan düşüyor. Sürekli genişleyen burjuvazi, sürüm ihtiyacını karşılamak için dünyanın tümüne el atmaktadır. Her yerde yerleşmesi ve yapısallaşması gerekiyor. Burjuvazi, dünya pazarını sömürmek yoluyla tüm ülkelerin üretim ve tüketimini kozmopoliteştirdi. Ulusal tek yanlılık ve sınırlılığı imkansız kılarak dünyayı global hale getirdi. Burjuvazi tüm uygarlıkları eğer yok olmak istemiyorlarsa, burjuva üretim tarzına uymaya zorluyor. Kendi uygarlığını dayatıyor, yani burjuva olmaya zorluyor.

Burjuva kırı kent egemenliğine soktu. Koskoca kentler yarattı. Köyü kente, barbar ülkeleri uygar ülkelere, köylüyü burjuvaya, Doğuyu da Batıya bağımlı hale getirdi. Bütün bunların zorunlu sonucu siyasal merkezileşmeydi. Burjuvazi daha önceki kuşakların toplamından daha kitlesel ve daha muazzam üretim güçleri oluşturdu. Görüldü ki: burjuvazinin o temele dayanarak kendini ortaya çıkarttığı üretim ve değişim araçları feodal toplumda oluşmuştu. Gün geldi feodal mülkiyet ilişkileri, burjuvazinin yarattığı gelişmiş üretici güçlere uymaz oldu. Bu ilişkiler üretime destek olacağına onu frenliyordu ve giderek bir kelepçeye dönüşmüştü bu mülkiyet ilişkileri. Kelepçelerin parçalanması gerekiyordu, parçalandı. Onun yerini serbest rekabet ile ona uygun toplumsal ve siyasal düzen, burjuvazinin siyasal ve ekonomik egemenliği aldı. Burjuvazinin feodalizmi yere sermede kullandığı silahlar şimdi burjuvazinin kendisine yönelmiş durumda. Böylece burjuvazi, kendi ölümünü getirecek silahları yapmakla kalmayıp, o silahları kullanacak insanları da yaratmıştır  -modern işçileri, proleterleri!

Modern sanayi, babaerkil ustanın küçük atölyesini sanayi kapitalistinin büyük fabrikasına dönüştürmüştür. Fabrika içine tıkılmış işçi kitleleri asker gibi organize edilirler ve sonunda burjuvazik düzenin kölesi olurlar. Proletaryanın burjuvaziye karşı mücadelesi ise var oluşuyla başlamıştır. Baskıya maruz kaldıkça her yerde proleterler birleşir ve daha büyük kitleler haline gelirler. Sanayinin gelişmesi proletaryayı yalnızca çoğaltmakla kalmaz, kitlesel gücünü de artırır. İşçiler burjuvalara karşı sendikalar kurar. Mücadelelerini birlikte verirler. Zaman zaman işçilerin kazandığı olur, ama bu zafer geçicidir. İşçilerin mücadelesinin esas sonucu o anki başarı değil, sürekli genişleyen birleşimleridir. Proletarya, burjuvazinin yarattığı en özgün üründür. İçerik açısından değilse de, biçim açısından proletaryanın burjuvaziye karşı mücadelesi ilk aşamada ulusaldır. Her ülkenin proletaryası elbette önce kendi burjuvazisiyle hesaplaşmak durumundadır. Toplum artık burjuvazinin sultasında yaşayamaz, yani burjuvazinin varlığı toplum tarafından taşınabilir gibi değil. Burjuvazi her şeyden önce kendi mezar kazıcılarını üretiyor. Onun yıkılması da proletaryanın zaferi de aynı oranda kaçınılmazdır.

II. Proleterler ve Komünistler
Komünistlerin, tüm proletaryanın çıkarlarından ayrı bir çıkarları yoktur. Burjuvazi ile proletarya arasındaki mücadele de her zaman hareketin tümünün çıkarlarını temsil ederler. Komünistler pratikte, bütün ülkelerin işçi partilerinin en kararlı, hep ileriye götüren kesimlerdir. Diğer proletarya partileri gibi komünistlerin de ilk amacı burjuva egemenliğinin yıkılması ve proletaryanın siyasal iktidarı ele geçirmesidir. Onların söyledikleri yalnızca mevcut bir sınıf mücadelesinin, gözler önünde cereyan eden bir tarihsel hareketin somut ifadeleridir. Şimdiye kadar ki mülkiyet ilişkilerinin ortadan kaldırılması komünizmin ayırt edici bir özelliği değildir. Komünizme özgü olan, bütünüyle mülkiyetin değil burjuva mülkiyetinin kaldırılmasıdır. Bu anlamda komünistler kuramlarını özel mülkiyetin kaldırılması diye tek bir sözle özetleyebilirler.


Burjuva toplumunda canlı emek, yalnızca birikmiş emeği artırmanın bir amacıdır. Komünist toplumda ise birikmiş emek, yalnızca işçilerin yaşam sürecini genişletmek, zenginleştirmek ve geliştirmek için bir araçtır. Yani burjuva toplumda geçmiş bugüne hükmediyor, komünist toplumdaysa bugün, geçmişe hükmediyor.
Proletarya egemenliği sayesinde halkların birbirine olan düşmanlığı ortadan kalkacaktır. Proletarya egemenliği bir bireyin başka bir bireyi sömürmesini ortadan kaldıracak, bireylerin birbirlerini sömürmesi ortadan kalktığı zaman ulusların birbirini sömürmesi durumu da bitecektir. Bu durumlarda ulusların birbirlerine karşı olan düşmanca tutumlarını ortadan kaldıracaktır.
Bir çağın egemen fikirleri, yalnızca egemen sınıfın fikirleri olmuştur. Proletarya siyasal egemenliği burjuvadan ele geçirdiğinde, sınıflarıyla ve sınıf çelişkileriyle birlikte eski burjuva toplumunun yerine, her bireyin özgür gelişiminin herkes için topluca özgür gelişim koşulu olduğu bir birlik gelir.

III. Sosyalist ve Komünist Yazın

1. Gerici Sosyalizm

a)Feodal Sosyalizm: Feodal Sosyalizm, yarı şikâyetname, yarı taşlama, yarı geçmiş yankısı, yarı gelecek uyarısı ve bu arada acı ve zekice yaralayıcı yargı yoluyla burjuvaziyi kalbinden vurarak ama modern tarihin gidişini kavramadaki tam yetersizliğiyle de gülünç bir etki bırakarak ortaya çıktı.

b)Küçük Burjuvazi Sosyalizmi: Modern uygarlığın geliştiği ülkelerde proletarya ile burjuvazi arasında yalpalayan yeni bir küçük sınıf oluştu. Sanayi ve ticaretin üst düzeyde geliştiği ülkelerde bu sınıf yerini başkalarına bıraktı. Sanayisi az gelişmiş ülkelerde ise bitkisel olarak yaşamını sürdürmektedir. İmalatta lonca düzeni ile kırda babaerkil tarım işletmesi küçük burjuvazi sosyalizminin son sözleridir.

c)Alman Sosyalizmi ya da “Hakiki” Sosyalizm: Hakiki ihtiyaçlar yerine hakikat ihtiyacını, proletaryanın çıkarları yerine insan varlığının çıkarlarını, hiçbir sınıftan olmayan gerçekte bile olmayan, yalnızca felsefe fantezisinin puslu semalarında bulunan genel insan çıkarlarını savunan farklı bir sosyalizm bilincidir.

2.Tutucu Sosyalizm ya da Burjuva Sosyalizmi
Sosyalist burjuvalar, modern toplumun koşullarını isterler ama o koşulların kendisinden kaynaklanan mücadeleleri ve tehlikeleri olmaksızın. Mevcut toplumu, onun devrimci dönüşüme uğratacak ve çözecek unsurlar kesilip çıkarılmış olarak isterler. Kısaca burjuvazinin sosyalizmi, zaten burjuvaların –çalışan sınıfın çıkarına- burjuva olduklarını savunmaktan ibarettir.

3.Eleştirel-Ütopyacı Sosyalizm ve Komünizm
Sınıf mücadelesi ne oranda gelişmiş ve biçimlenmişse ona ilişkin bu fantastik bakış ve ona yönelik bu fantastik mücadele kuramsal haklılığını, pratik değerini aynı oranda yitirir. Bu sistem kurucularının öğrencileri, proletaryanın tarihsel ilerlemesi karşısında inatla ustalarının eski görüşlerine sarılırlar. Bu yüzden sonuçta sınıf mücadelesini törpüleyen ve karşıtlıkları uzlaştırmaya çalışırlar. İşçilerin siyasal hareketlerine karşı çıkarlar.

4.Komünistlerin Çeşitli Muhalefet Partilerine Karşı Konumu
Tek kelimeyle komünistler, mevcut toplumsal ve siyasal durumlara karşı her yerde ve her çeşit devrimci hareketi destekliyorlar. Tüm bu hareketler içinde, hangi gelişkinlik aşamasında olursa olsun mülkiyet sorununu hareketin temel sorunu olarak öne çıkarıyorlar. Amaçlarına ancak bugüne kadar ki tüm toplumsal düzenin zorla yıkılmasıyla ulaşabileceklerini açıkça bildirirler ve nihayetlerini gizlemezler. Proleterlerin zincirlerinden başka kaybedecek şeyleri yok, bir dünya var kazanacakları. Bütün ülkelerin proleterleri, birleşin!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kitap Değerlendirmesi

Anthony Giddens Siyaset, Sosyoloji ve Toplumsal Teori                 Anthony Giddens Siyaset, Sosyoloji ve Toplumsal Teori kitabında,...